2 bin yıllık su kemeri 3 dönemin izlerini taşıyor

M.S. 2. yüzyılda İmparator Trajan (Roma imparatoru) döneminde Nikomedya Valisi Plinius tarafından yaptırılan su kemeri, şimdilerde zamana direniyor. Roma, Bizans ve Osmanlı mimarisini taşıyan su kemeri, bakımsız ve unutulmaya yüz tutmuş haliyle görenleri şaşkına çeviriyor.

2 bin yıllık su kemeri 3 dönemin izlerini taşıyor

M.S. 2. yüzyılda İmparator Trajan (Roma imparatoru) döneminde Nikomedya Valisi Plinius tarafından yaptırılan su kemeri, şimdilerde zamana direniyor. Roma, Bizans ve Osmanlı mimarisini taşıyan su kemeri, bakımsız ve unutulmaya yüz tutmuş haliyle görenleri şaşkına çeviriyor.

Bitinya Kralı I. Nikomedes tarafından kurulan Nikomedya (İzmit), Bitinya Krallığı’ndan sonra Roma İmparatorluğu’na da uzunca bir süre başkentlik yaptı. Bu dönemlerde yapılan birçok yapı ve eserlerden bazıları günümüze ulaşırken, bazılarının ise izine rastlanılmıyor.

Günümüze ulaşan ancak harabe bir durumda olan yapılardan biri de Kabaoğlu Mahallesi’nde bulunan antik su kemeri. 50 metre uzunluğunda, 15 metre yüksekliğinde olan su kemerinin, M.S. 2. yüzyılda İmparator Trajan döneminde Nikomedya Valisi Plinius tarafından yaptırıldığı biliniyor. Kaynaklarda, şehre su sağlamak amacıyla yaptırılan su kemerinin Bizans ve Osmanlı dönemlerinde onarım gördüğü de yer alıyor.

"Meraklı seyyahlar bu kemerlerden söz etmiştir"

Bölgenin, Roma İmparatorluğu döneminde Bitinya ve Pontus Eylaleti’nin başkenti olduğunu söyleyen Tarih Bilimci Onur Şahna, "Buraya imparator tarafından vali atanıyordu, o valilerden biri de meşhur Plinius’tur. Milattan sonra 2. yüzyılın başında yani 111’li yıllarda Plinius burada valilik yapıyor ve onun valiliği zamanında bu kemerler yapılıyor. Su kemerleri, yaklaşık 2 bin yıl önce şehrin 30 kilometre kuzeydoğusundan buraya su getirmek amacıyla 23 tane yapılmıştır. Günümüze bazıları ulaşmış durumda, bunlardan bir tanesi Kabaoğlu Antik Su Kemeri. Kabaoğlu Su Kemeri 50 metre uzunluğunda, 15 metre yüksekliğinde bir yapıdır. Kemer, yapılıktan sonra sürekli onarım görmüştür, Bizanslılar ve Osmanlılar da onarmıştır. Hatta Osmanlı kroniklerine baktığımızda, Yavuz Sultan Selim’in ve Kanuni Sultan Süleyman’ın İran seferlerine giderken İzmit’te konakladıklarını ve bu su kemerlerini onarttıklarını görüyoruz. Osmanlı zamanında oryantalistler ya da Osmanlı İslam kültürüne meraklı seyyahlar, İzmit’e geldiklerinde hemen hemen hepsi bu kemerlerden söz etmiştir, kimileri ise bu kemerlerin illüstrasyonlarını çizmiştir" dedi.

"Müdahale edilmesi lazım"

Su kemerlerinin iki katlı inşa edildiğini ve ikinci katında Roma dönemi mimarisinin yansıtıldığını vurgulayan Şahna, şu ifadeleri kullandı:

"Kemerlerin ikinci katı, depremlerde zarar görmesi sebebiyle Bizans ve Osmanlı dönemlerinde onarılıyordu. Bu sebeple onların mimari üslubunu da taşıyor. Kandıra bölgesinde de doğal su kaynağı vardı. İşte bu kemerlerin amacı, o su kaynağını Nikomedya’ya getirmek ve halkın kullanımına sunmaktı. Bu su kemerinin şu anki vaziyeti içler acısı. Bir yanda biyolojik etkiler var, aşınma, çürüme, bozulma, yabani otların ve sarmaşıkların sarması gibi. Diğer yanda fiziki etkiler var. Bunlar ise yağmurun, güneşin ve insanın etkisi, insanları bu yapıları hor kullanmaları, gerekli tarihi bilince sahip olmamaları neticesinde yapılar bu durumda. Eğer buna müdahale edilmezse, gerekli çevre temizliği ve koruması alınmazsa kuvvetle muhtemel önümüzdeki 10 yılda şu an ayakta kalan birkaç su kemeri de ortadan kalkacaktır"

"Onarımda Mimar Sinan’ında elinin değmiş olabileceğini düşünüyoruz"

Kabaoğlu Su Kemeri’nin, Mimar Sinan’ın üslubunu taşıdığını belirten Şahna, "Bildiğimiz kadarıyla Kabaoğlu Su Kemeri, Yavuz Sultan Selim ve Kanunu Sultan Selim tarafından restore edilerek kullanılıyor. Yapılan bu onarımda Mimar Sinan’ında elinin değmiş olabileceğini düşünüyoruz. Çünkü burası, Mimar Sinan’ın İstanbul için yaptığı su sistemi yapılarına benzer bir üsluba sahip. Benim naçizane önerim, Kabaoğlu Su Kemeri’nin çevre temizliğinin yapılıp, otlardan arındırılıp ve gece için ışıklandırma yapılmasıdır. Oraya yürüyüş yolu rotası oluşturularak, halkın bu tarihi yapıdan ve manzarasından istifade edilmesi sağlanmalıdır" diye konuştu.