Marius Sumudica: 'Türk insanına çok benziyorum'

Bir dönem Türkiye'de de çalışan Rumen Teknik Direktör Marius Sumudica, 'Savaşçı, inatçı bir kişiliğe sahibim. Türk insanına çok benziyorum bu yönden. O yüzden kulübüm ve takımım için elimden geleni yapıyorum. Hakemler de bazen bu rutini tekrarlıyorlarmış gibi, zorundalarmış gibi kartlar gösterdiler bana' dedi.

Marius Sumudica: 'Türk insanına çok benziyorum'

Bir dönem Türkiye’de de çalışan Rumen Teknik Direktör Marius Sumudica, “Savaşçı, inatçı bir kişiliğe sahibim. Türk insanına çok benziyorum bu yönden. O yüzden kulübüm ve takımım için elimden geleni yapıyorum. Hakemler de bazen bu rutini tekrarlıyorlarmış gibi, zorundalarmış gibi kartlar gösterdiler bana” dedi.

Türkiye’nin yakından tanıdığı Rumen Teknik Direktör Marius Sumudica, 1 aydır Suudi Arabistan kulübü Al-Raed’i çalıştırıyor. Takım, yeni sezon öncesi hazırlıklarını Kocaeli’de bulunan Edis Spor Kompleksi’nde sürdürüyor. Antrenman öncesi açıklamalarda bulunan Sumudica, Türkiye’de geçen günlerine de değindi. Türkiye’de çalıştığı dönem sık sık aldığı cezalarla gündeme gelen tecrübeli teknik adam, “Savaşçı, inatçı bir kişiliğe sahibim. Türk insanına çok benziyorum bu yönden. O yüzden kulübüm ve takımım için elimden geleni yapıyorum. Hakemler de bazen bu rutini tekrarlıyorlarmış gibi, zorundalarmış gibi kartlar gösterdiler bana” dedi.

“Güzel bir futbol seyrettirmek istiyorum”

Yeni kulübüyle öncelikli amacının iyi bir futbol izletmek olduğunu söyleyen Marius Sumudica, “Tekrardan Türkiye’ye gelmekten büyük bir keyif duyuyorum. Yeni takımım Al-Raed ile beraber çok iyi bir futbol oynatmak istiyorum. Taraftarımıza ve sevenlerimize güzel bir futbol seyrettirmek istiyorum” sözlerini kaydetti.

“Devam edebilseydim belki de Avrupa kupalarına giden bir Gaziantep görecektik”

Gaziantep’te başarılı sezonlar geçirdiğini ve devam edebilse Avrupa kupalarına gitmelerinin çok muhtemel olduğunu aktaran Sumudica, “Elimdeki oyuncu grubuna göre bir sistem seçiyorum. 3-5-2 beğendiğim ve sevdiğim bir sistem. Fakat önce oyuncularımın buna adapte olması lazım. Oyuncu grubum buna uygunsa ben de öyle bir sistem seçiyorum. Gaziantep’te buna uygun, 3’lü oynayabilecek bir oyuncu grubum vardı. Arkadaki oyuncularım hızlı ve top tutabilen oyunculardı. O zamanlar insanlarda; Gaziantep lige yeni çıktığı için sadece defansif bir sistem uygulayacağı anlayışı vardı. İnsanlar her maça 1 puan ya da defansif bir sistemle başlamamızı bekliyorlardı ama öyle olmadı. Biz hem defansımızı yaparken hem de atak futbolu oynattık. 20’den fazla maçta sürekli gol attık. O dönem rekorlara imza attık. Bir dönem lider de olmuştuk. Gaziantep’ten 3. sırada ayrıldım. Şayet devam edebilseydik belki de Avrupa kupalarına giden bir Gaziantep görecektik” diye konuştu.

“Umarım Malatyaspor hayatta kalır”

Malatya’dan ayrıldıktan sonra Türkiye’den herhangi bir teklif almadığını söyleyen Sumudica, “Malatya’dan ayrıldıktan sonra bir teklif almadım. Suudi Arabistan’dan teklif alıp çalışmaya başladım. Malatya’da başarılı olabilecek ortam ve imkan çok fazla yoktu. Kulüp içerisinde bazı sıkıntılar vardı. Nitekim kötü de sonuçlandı. Malatya’da çok sevdiğim insanlar var, orada çok güzel bir ortamımız vardı. Şehrin ileri gelenleri umarım Malatyaspor’a destek verir ve inşallah Malatyaspor hayatına devam eder. Çünkü Anadolu’da, o tip şehirlerde futbol çok önemli. Kayseri, Sivas gibi kulüpler Türkiye Kupası’nda final oynayabiliyorlar ve kazanabiliyorlar” dedi.

“Türkiye’ye her zaman dönmek isterim”

Türkiye’yi ikinci evi gibi gördüğüne değinen Rumen teknik adam, “Türkiye’ye her zaman dönmek isterim. Benim ikinci ülkem. Bunu da zaten her zaman söylüyorum. Türk futbolu da zaten her zaman bir çıkış içerisinde. Özellikle de yeni federasyon başkanı Mehmet Büyükekşi ve as başkanlardan Müslüm Özmen ile daha önce 2 yıl beraber çalışıp çok başarılı zaman geçirmiştik. Onlara da yeni görevlerinde başarılar diliyorum ve başaracaklarına inanıyorum” şeklinde konuştu.

“Savaşçı ve inatçıyım, Türk insanına çok benziyorum”

Türkiye’de sık sık aldığı cezalarla gündeme gelmesini de değerlendiren Marius Sumudica, “Savaşçı bir karaktere sahibim. Kulübede uyuyan bir antrenör değilim. Her zaman her şeyimi kulübüm için, takımım için veririm. Bazı cezalar aldığım doğrudur. Savaşçı, inatçı bir kişiliğe sahibim. Türk insanına çok benziyorum bu yönden. O yüzden kulübüm ve takımım için elimden geleni yapıyorum. Hakemler de bazen bu rutini tekrarlıyorlarmış gibi, zorundalarmış gibi kartlar gösterdiler bana. Yine de herkese çok saygı duyuyorum. Hiçbir kötü düşüncem yok bununla alakalı” cümlelerini dile getirdi.