Başkan Hürriyet, sözleşmesi biten işletmecileri uyardı!

Başkan Hürriyet, sözleşme süresi dolmuş işletmelerle ilgili olarak yaptığı açıklamada, 'Kamu mallarını kişisel mülkiyete dönüştürmeye çalışanlara karşı yasal mücadelemizi sürdüreceğiz tüm kiracılardan süresi dolmuş alanları derhal geri teslim etmelerini bekliyoruz' dedi

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, sözleşmesi sona ermiş işletmelerle ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Başkan Hürriyet, süresi dolduğu halde arazi ve binaları belediyeye teslim etmeyen kiracılara yönelik uyarılarda bulunarak, bu kişilere tazminat davası açacaklarını belirtti.

“2019'DAN BU YANA SÖYLÜYORUZ”

Başkan Hürriyet açıklamasında şu ifadelere yer verdi: 2019'da göreve geldiğimizden bu yana çok önemli bir şeyi şiar edindik. Amacımız kişilere değil tamamen halka hizmet olacak dedik. Bütün hizmetlerimizi kamu eliyle gerek ücretsiz gerekse uygun ücretli şekilde sunmak adına ciddi bir irade koyduk. 2019'dan bu yana ısrarla herkesin duyabileceği şekilde söyledik: Her kent bir rant üretir ve belediye başkanları bir karar verir. Bu rantı bir kişinin cebine mi sokacak yoksa halka geri mi döndürecek?

“KAMU HİZMETİ SUNACAĞIZ DEDİK”

İşte biz en başında hizmetlerimizi öncelikli olarak kendi alanlarımızda ve kamu hizmeti anlayışıyla sunacağız dedik. Sahip olduğumuz birçok arazi, tesis, işletme, bina gibi ne kadar yerimiz varsa birçoğunu geri alıp o geri aldığımız tesislerde kamu hizmetini sunmakla ilgili çok ciddi projeler geliştirdik.

“YAHYA KAPTAN'DAN BAŞLADIK”

İlk olarak Yahya Kaptan Gülümse Kafe'den başlamıştık. Göreve geldiğimizde orası işletmedeydi. Aylık 4 bin lira gibi bir kira alıyorduk. İhale süresi bitti. Bizden önce bu kira süreleri o kadar uzun verilmişti ki; 10, 5, 25 yıl gibi. Yahya Kaptan Gülümse Kafe'den başlarken herkese anlattık. Bu tür yerleri zamanı geldiğinde, ihale süreleri dolduğunda tekrar ihaleye çıkmayacağız, bu yerleri kendi uhdemize geri alacağız ve kendimiz işleteceğiz dedik. Biz buralarda kamu hizmeti sunacağız dedik.

“RANTI HALKA GERİ DÖNDÜRDÜK”

Bu yerlerin hepsi bir rant alanı nihayetinde. Bu rantı biz bir kişinin cebine sokmak yerine halka geri döndüreceğiz dedik. Gülüme Kafeler, o rantı halka geri döndürmenin ete kemiğe bürünmüş halidir. Halkın cebinden daha az para çıkarak sosyalleştiği, kaliteli hizmet aldığı çok önemli sosyal tesis alanları. Çayı 3 lira olduğu, birçok hizmetin piyasanın çok altında olduğu tesisler. Hele ki pandemi ve ekonomik krizle birlikte Gülümse Kafeler birçok insanın en uğrak yerleri haline geldi.

“SÖZÜMÜZÜ HEP TUTTUK”

Biz hem istihdam yaratıyoruz, belediye olarak gelir elde ediyoruz hem de vatandaşın cebinden daha az para çıkarak oradan sosyal hizmet almış oluyor. Yeni Cuma çay bahçesi biz aitti ama ayı şekilde işletmedeydi. Kira süresi bittiğinde ihaleye çıkmayacağımızı kendimiz işleteceğimizin sözünü verdik ve sözümüzü tuttuk. Aylık 20 bin lira kira alırken, şu an günlük cirolarımızın çok çok üstünde.

“BİR KİŞİ YERİNE BİNLER KAZANDI”

Fevziye çay bahçesinde de işletmeci vardı. Oranın da ihalesinin bitmesini bekledik ve geri aldık. Bugün orada 4 çeşit yemeğin 40 liraya sunulduğu, herkesin dua ettiği Kent Lokantasına dönüştürdük. Sosyal demokrat projenin uygulanmasına alan açmış olduk. İsteseydik biz de birilerine 3 kuruşa kiraya verebilirdik. Ama bunu yapmadık. 1 kişi kazanacağına binlerce insan kazanmış oldu. Şu an günlük çok ciddi insana hizmet eden bir tesis haline geldi.

“BİZDEN ÖNCE UZUN SÜRELİ KİRAYA VERİLMİŞ”

En çok teşekkür aldığımız umumi tuvaletler. Fevziye Camii ile Yeni Cuma Camii tuvaletleri bize aitti. Bizden önce çok uzun süreli kiraya verilmişti. Fevziye'nin tuvaleti tam 8 yıllığına kiraya verilmiş. 2017'de ihaleye çıkılmış ve 2025 yılında kira süresi doluyor. 6 bin lira kira bedeli var. Bizden önceki dönemde de 8 yıllık paraları peşin alınmış. 6 bin lira gibi bir kirayla Fevziye Camii tuvaletinde işletmeci var.

“FEVZİYE'DEKİ WC DE ÜCRETSİZ OLACAKTI”

Yeni Cuma tuvaletinin kiralama ihalesi biz göreve geldikten kısa bir süre sonra bitmişti. Orada ücretsiz hizmet sunacağız dedik. Kiracıya tebligat gönderdik, bir daha ihaleye çıkmayacağımızı söyledik. Orayı boşalttılar. Yıktık, yeniden yaptık. İçine de personelimizi koyduk. Şu anda temiz, pak ve ücretsiz bir şekilde halka hizmet ediyor. Bugün Fevziye'de kira süresi bu kadar uzun yapılmasaydı ya da geri alabilseydik orası da ücretsiz hizmet verecekti.

“HER DAVAYI KAZANIYORUZ”

Her ne kadar kira süresi bitse de sanki biz insanların ekmeğiyle oynuyoruz, sanki biz insanları durduk yere yerlerinden çıkartıyoruz, sanki bu alanları başkalarına verecekmişiz gibi o kadar saçma açıklamalar duyuyoruz ki. Yanlış bilgilerle algı yönetilmesine maruz kalıyoruz. Bu açıklamayı yapmaya mecbur kaldık. Hep susuyoruz. Dava yoluyla hakkımızı arıyoruz. Her defasında da kazanıyoruz.

“BU ARAZİLER KİMSENİN BABASININ MALI DEĞİL”

Bu araziler, işletmeler kimsenin babasının malı değil. Bizim de değil. Kamu malı, belediyenin malı. Birileri bu belediyenin malına çökmüş. Bu belediyenin malından gerçekten rant elde ediyor, haksız para kazanıyor. Hem kamu zarar görüyor hem halk zarar görüyor. İşte bu davalarla uğraşıyoruz. Eninde sonunda çıkarıyoruz ama bu davalarla zaman uzuyor, sezonu kaçırıyoruz. Halka daha fazla hizmet verebilecekken daha kısa süre hizmet veriyoruz. Fevziye daha öncesinde bizde olsaydı belki de Kent Lokantasını çok daha önce açacaktık.

“DÜRÜSTÇE ÖNCEDEN SÖYLÜYORUZ”

Biz kiracılara bunca şeye rağmen pandemi döneminde hem uzatma hakları verdik. 6-9 aylık süreçlerle kira almadık ki bu kadar cüzi rakamlar olmasına rağmen. Bir de üzerine sürelerini uzattık. Bu kadar iyilik göstermemize rağmen ve en başında süreleri dolduğunda tekrar ihaleye çıkmayacağımızı, önlem almalarını söylememize rağmen sorun yaşamadığımız yer neredeyse yok. Dürüstçe söylüyoruz, kimseyi kandırmıyoruz. Kimseye sana vereceğiz de demiyoruz. Biz kendimiz işleteceğimizi her seferinde söylüyoruz.

“BELEDİYENİN MALINI SAHİPLENİYORLAR”

Fakat ne yazık ki şu anda da dahil belediyeye ait olan işletmeci varsa süresi dolduğunda orayı terk etmemek için belediyenin malını sahiplenenlerin davalarıyla uğraşmak zorunda kalıyoruz. Livadi Kafe bunun bir örneği. Cephanelik gibi merkezi bir noktada, yeşil alanın içerisinde 2014 yılında bir işletmeciye 10 yıllığına ihale edilmiş. Kira süresi 2024 yılında; yani bu yılın Haziran ayında dolmuş. Zaten ihale bittiğinde burayı geri alacağımızı söyledik.

“TAAHHÜTNAME İMZALAMIŞ”

Kiralama ihalesinin bitmesine bir ay kala tebligat yapılır. Şu tarihte bize boş olarak teslim edin diye tebligat çekmişiz. 6 Mayıs 2024 tarihinde yazmışız. Ardından 11 Haziran 2024 tarihinde işletmeci belediyeye gelmiş ve kendi rızasıyla taahhütname imzalamış. Şu yazıyor: Kafeterya faaliyetini yapmakta olduğumuz işletmemizden bayram sonundaki ilk resmi iş günü olan 24 Haziran 2024 Pazartesi gününde mesai saatleri içinde kiracısı olduğum İzmit Belediyesi Emlak istimlak Müdürlüğü'ne boş bir şekilde anahtarı teslim edeceğimin bilgisini beyan ve taahhüt ederiz.

“HAKKIMIZDA YALAN HABER YAPIYORLAR”

Bu kiracının kendi el yazısıyla yazdığı yazı. Peki biz şimdi ne yaşıyoruz? Kira süresi doldu. Taahhütte belirttiği 24 Haziran 2024 tarihini de geçtik. Biz bütün resmi işlemleri de yapmışız. Tüm bunlara rağmen bize dava açılıyor. Sanki devletin malı üstlerine yapılmış gibi. Sanki mal kendilerininmiş gibi. Üstüne bir de hakkımızda haberler yaptırıyorlar. Müşteri varken baskın yapmışız, İzmit'in çocuğuna zulmediyormuşuz, ekmeğiyle oynuyormuşuz.

“250 LİRA GİBİ KOMİK BİR RAKAM”

Ben bu taahhütname ve sözleşmeye dayalı olarak İzmit'in çocuğu olduğunu iddia eden insanlara sesleniyorum. Daha da ötesi kamu malına çökenlere, İzmit'in çocuğuyum diyerek İzmitlilerin hakkına çökenlere sesleniyorum: Bu mal sizin değil. Bu yerler sizin malınız değil. Buralar kamunun malı. Buralarda bütün halkın hakkı var. Zaten yeterinde kullanmışsınız. Tam 10 yıl boyunca böylesine tesis 250 liraya kiraya verilmiş. Ne kadar acı.

“SÜRESİNİN BİTMESİNİ BEKLEDİK”

Şu an bir kişinin bir öğün yemeği 250 liradan fazla. Çok komik bir rakam. Bu kadar cüzi bir rakam üzerinden kiracılar kakmış biz haksızlık yapıyormuşuz gibi algı yaratıyorlar. İzmitlinin hakkını yemektir. İzmit'in çocuğuyum diyenler İzmitlilerin hakkına giriyor. Biz sözleşmeye saygı duyduk, bitmesini bekledik. Süre bitmeden hiçbir şey yapmadık. Yüzsüzce açıklama yapıyorlar, dürüst değiller.

“TEK AMACIMIZ RANTI HALKA DÖNDÜRMEK”

Bütün halkımız bilsin: Bizim tek amacımız bu rantı halka döndürmek. Bizim tek amacımız kamu hizmeti sunmak. Bir kişiye değil bütün halka kazandırmak istiyoruz. Buradan herkese sesleniyorum: Biz, belediyeye ait olan ama şu anda kirada olan birçok yeri kira süreleri bittiğinde geri alacağız. Biz işleteceğiz. Devamı da gelecek. Sanki o araziler üstlerine yapılmış gibi davranmasınlar. 250 lira gibi komik bir rakamla yıllardır orada duruyorlar.

“HAKLI BİR GEREKÇE DEĞİL”

Buna karşı savunma gelecek eminim. Oraya yatırım yaptık, bina yaptık, restore yaptık diyecekler. Bugün herhangi bir kişiden böylesine bir arazi ya da yapıyı kiralayın ben buraya yapı yapacağım deyin size burayı 3 kuruşa kiraya vermez. Tam tersi istediğiniz kadar yatırım yapın, milyonluk yatırım yapın sizden hem hava parası alırlar hem de o yerin ederinde kira alırlar. Bu, haklı bir savunma değil. Hep önümüze bu savunma geldi. Bu haklı bir gerekçe değil.

“HERKES ELİNİ VİCDANINA KOYSUN”

Bir diğer örnek: Sukra Gurme. Orası da 10 yıllığına verilmiş. Kira sözleşmesinde sadece 18 metrekare kapalı alan görünüyor. Ama şu anda 526 metrekare yerinde kapalı alan var. 1150 lira kira ödüyorlar. Kira süreleri de 2027 yılında bitecek. Saygı gösteriyoruz, bekliyoruz. Herkes elini vicdanına koysun. Bugün Yahya Kaptan gibi bir yerde böylesine büyük bir araziye 1150 lira kira. Çok komik bir rakam. Ben utanıyorum açıkçası. Bu, milletin hakkına girmek oluyor. Kirası bittiğine boşaltın biz işleteceğiz diyoruz. Bu sefer davayla uğraşıyoruz, gecikiyoruz. Kamu hizmeti sunmakta zorlanıyoruz. Bir sürü mahkemeyle cebelleşiyoruz. Yetmemiş gibi sürekli bizi suçlayan, halka yalan yanlış bilgi veren insanlarla cebelleşiyoruz.

“YURT İÇİN MÜCADELEMİZ DEVAM EDİYOR”

TÜGVA'ya verilen ve geri aldığımız öğrenci yurdu. Meclis kararı aldık. Meclis kararına rağmen hala davalarla uğraşıyoruz. Hakları olmadığı halde, resmi yollarla tebliğ ettiğimiz halde hala davalarla uğraşıyoruz. Okullar açılacak ve biz hala öğrenci kabul edemiyoruz. Ve ücretsiz hizmet sunacağımızı söylediğimiz halde hala ücretli hizmet sunan kişilerin elinden davalar nedeniyle alamıyoruz. Bunlar bizim kamu hizmetimizi aksatan ve halkın hakkına giren bir anlayış.

“ÇOK FAZLA KİRLİ BİLGİ”

Yahya Kaptan'da 10 dönüme yakın bir yer var. Orada havuzlu bir sosyal tesis var. Bir sürü üyesi var. Burasıyla ilgili o kadar çok kirli bilgi paylaşıldı ki. Sadece 255 metrekare kapalı alan yapılacak diye ihaleye çıkılıyor. Ve 2 bin liraya kiraya veriliyor. Kocaman bir arazi. Neden? Çünkü üzerine yatırım yapılacak diye. Burayı başka birinden kiralasanız, istediğiniz kadar yatırım yapın çok ciddi bir kira bedeli ödersiniz. 255 metrekare yapılması gerekirken 2 bin metrekareye kadar kapalı alan yapılıyor.

“YASAL HAKLARIMIZI KULLANIYORUZ”

Sözleşmeleri 10 yıllık yapılmış ve parası peşin alınmış. Sözleşme gereği 1-2 yıl içinde bitirmeleri gerektiği halde bitirememişler. Ona rağmen süre tanınmış. Bir de ruhsatsız. Milleti kandırarak üye yapmışlar ve bir dünya üye parası almışlar. Biz halkın hakkını savunduğumuzda üyelerine rüşvet istediler, haksız yere almaya çalışıyorlar diye mesajlar atmışlar. Bunlarla ilgili bütün yasal haklarımızı kullanıyoruz.

“HALKIMIZ BU OYUNLARA GELMESİN”

Halkımızı buradan uyarıyoruz: lütfen bizden bilgi almadan, rant için mücadele eden insanların yanlış bilgilerine kanmayın. Bu oyunlara gelmeyin. Kimsenin mağdur olmasını istemeyiz. Bu tür durumlarda maalesef vatandaş mağdur oluyor. Biz 3 kuruş kiralarla birilerinin para kazanmasını istemiyoruz. Halk kazansın istiyoruz. Kira miktarı da bir yana süresi dolduğunda işletmesi olan yerleri geri alacağız. Hepsini biz işleteceğiz. Kamu hizmeti sunacağız. Herkesin yararlanabileceği tesisler haline getireceğiz.

“ZAMANI GELİNCE HEPSİNİ GERİ ALACAĞIZ”

Kapanca Sokak'ta birilerine 200-300 liraya kiraya verilen yerlerimiz vardı. Geçen dönem de o davalarla cebelleştik. Hepsini kazandık ve geri aldık. Şimdi hepsine halk için hizmet sunuyoruz. Kafelerimiz de aynı şekilde. Yurdumuzu da geri alacağız. Diğer WC'yi de ücretiz yapacağız. Biz tüm bu yerlerin hepsini zamanı geldiğinde geri alacağız.

“BELEDİYEYE TESLİM ETMEK ZORUNDASINIZ”

Bütün kiracılara sesleniyorum. Bize aynen boş olarak teslim ediniz. Zorlamayın. Zorladığınız takdirde kapılarına kocaman bir pankart asacağım. Bu işletmeleri vatandaşa ifşa edeceğim. Kamu malına çöken insanlar olarak sizleri ifşa edeceğim. Milletin malına çöken kişiler olarak sizi bütün halka şikayet edeceğim. Biz böyle bir şey yapmak istemiyoruz. Sonuçta kira sözleşmeniz bittiyse o mal kime aitse geri vermek zorundasınız. Belediyenin malına çökemezsiniz. Zaten fazlasıyla kullanmışsınız.

“ESNAFIN SUÇU NE?”

Kişilerden kiralayan esnafın suçu, günahı ne? 100 bin, 200 bin kirayla bir sürü vergi ödeyen, maaş ödeyen diğer esnafların suçu günahı ne? Sizin ayrıcalığınız ne? Zaten kazanmışsınız. 10 yıl boyunca fazlasını çıkarmışsınız. Artık geri vermeniz gerekiyor. Halkımıza sesleniyorum: bu yerler sizin yerleriniz. Her metrekaresinde halkın hakkı var. Biz bu rant alanlarını kişilere değil halka kazandıracağız. Haklıyız ve mücadelemize devam edeceğiz.

“İZMİTLİNİN HAKKINA ÇÖKMEYİN”

Yalan yanlış, iftira dolu bilgilerle bizi karalamaya kalkanlar olursa bunları aynen millete ifşa edeceğim. İsim vererek ifşa edeceğim. Gerekirse halkı örgütleyeceğim. Bu bir tehdit değil biz milletin hakkını savunuyoruz. İzmitliyim diyerek bize ahkam kesmeye çalışanlar, İzmitlinin hakkına çökmesin. İzmitlinin hakkını 3 kuruşa kendilerine rant alanı yaratmasınlar. Ve devletin arazisini, işletmeleri geri versinler. Biz de orada kamu hizmeti sunabilelim.

“KENDİMİZİ EZDİRECEK DEĞİLİZ”

Susuyoruz, kanun yoluyla mücadele edelim diyoruz. Ama sürekli hakkımızda atılan iftiraları okuyoruz. Kendimizi ezdirecek değiliz. Sessiz kalmayacağız. Tüm kiracılara sesleniyorum: Kira sözleşmesi dolan tüm kiracılar yerlerini İzmit Belediyesine teslim ediniz”

BAKKOCAELİ

Bakmadan Geçme