İzmir'de 2 kişinin akıma kapılarak ölümüne ilişkin 42 kişiye 22,5'ar yıla kadar hapis istemi
İzmir'de sağanaktan korunmaya çalışırken elektrik akımına kapılan 2 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili 42 kişi hakkında 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma' suçundan ayrı ayrı 22,5 yıla kadar hapsi istendi.
Olaya ilişkin soruşturmayı yürüten İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
- İzmir'de 2 kişinin akıma kapılarak öldüğü yerdeki çalışmalar sırasında İZSU gözlemcisi izinliymiş
- Şüpheli ifadelerindeki "Kablo yüzeye yakındı", "Koruyucu boru kesilmişti" sözleri ihmallere işaret ediyor
- Elektrik akımına kapılan gencin ailesi, şüphelilerin "kasten adam öldürmek"le yargılanmasını istiyor
- İzmir'de akıma kapılan 2 kişinin ölümüne ilişkin ihmaller bilirkişi raporuna yansıdı
- İzmir'de sağanaktan kaçmaya çalışan 2 kişi elektrik akımına kapılarak öldü
İddianamedeki bilirkişi raporlarında, kazada Gdz Elektrik ve İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU) firmalarının asli kusurlarının olduğu görüşü yer alırken, olayın gerçekleşmesinde öngörülemeyecek ve önlenemeyecek herhangi bir olağanüstü doğa olayının bulunmadığı, vefat edenlerin olayın gerçekleşmesini tetikleyecek herhangi bir tehlikeli hareketlerinin ve kişisel kusurlarının olmadığı belirtildi.
Raporda, olayın yaşandığı gün ızgaraların yağmur suyunu tahliye edememesinden, ızgaraların rutin bakım ve temizliğinin olması gerektiği şekilde yapılmadığı kanaatine varıldığı kaydedildi.
Olay yeri fotoğraflarının da eklendiği raporda, ızgaraların ağzına kadar çamur, atık, yağmur suyu ve pislikle dolu olduğu, ızgaralardan tahliye olamayarak yola dolan yağmur sularının izolasyonu zedelenmiş akım yüklü kablo ve ızgara ile teması sonucunda kaçak elektrik yüklü su birikintisi oluşmasının çok tehlikeli durumu yarattığı tespitine yer verildi.
Raporda, bölgedeki bir iş yerine ait video incelendiğinde, 4 Ocak'ta olayın yaşandığı yerde bulunan ve mühendislik firması tarafından yapılan yağmur suyu ızgaralarının beton rögar kütlesinin montajı esnasında kabloların çekiştirildiği, balyozlarla etrafına vurulduğunun görüldüğü anlatıldı.
"Elektrik yer altı kabloları projesine göre olsaydı kaza yaşanmazdı"
Yer altı elektrik kablolarının döşendiği kazının olması gerekenin yarısı kadar yapılmasının olayın yaşanmasında doğrudan etken ve ağır kusur olduğu kaydedilen raporlarda, "9 Ocak 2024'te elektrik kablosunda yapılan tespite ilişkin sistem içi haberleşme yazılımında 'yerden geçen kablolardan duman çıkmakta, mazgala giderse elektrik çarpması oluşabilir' bilgisinin sisteme aktarıldığı görülmektedir. Buradan, olayın yaşanmasından çok önce aslında olayın yaşandığı noktada ciddi bir arızanın olduğu kanısına varılıyor. Eğer elektrik yer altı kabloları projesine göre olması gerektiği yerde, yani projesine göre 70 santimetre derinlikte olsaydı, ızgaranın beton kütlesi oturmuş olsa bile kablolara hasar veremeyecek olduğundan kazanın yaşanmayacağı açıkça ortada." değerlendirmesi yapıldı.
Şüphelilerin ifadeleri
Şüpheli ifadelerine de yer verilen iddianamede İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan'ın "Kurum bünyesinde 7 bin personel bulunmaktadır. İzmir ve 30 ilçenin tümüne hizmet vermektedir. Dolayısıyla burada gerçekleşen her olaya bizzat genel müdür tarafından müdahale edilmesi ve genel müdürün sorumluluğun doğması kabul edilebilir değildir. Ayrıca son olarak olayın olduğu yere Gediz görevlileri müdahale etmiştir. Dolayısıyla illiyet bağı ortadan kalkmıştır." sözleri aktarıldı.
Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel'in de "2024 Ocak ayında İZSU tarafından yapılan mazgal döşemesinde ve devamında kurumumuzdaki görevlilerin arıza kaydı sonrası yaptığı tadilat ve onarım işlemlerinde savcılığınızca soruşturma başladıktan sonra haberdar oldum. İZSU çalışma yaptığı yerde kurumumuzdan gözlemci bulundurması gerekliliğine ilişkin kurumumuzla irtibat kurmamıştır." ifadeleri kaydedildi.
Eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu ise savunmasında 2022 yılında İZSU Genel Müdürlüğünde göreve başladığını ve 2024 yılı nisan ayında ayrıldığını belirterek, görev süresinde kurumdaki görevlilerle hareket ettiğini, bu görevlilerin her birinin görevleri çerçevesinde yaptıkları hatalardan kendisinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, olay yerinde en son işlem yapan kurumun Gdz Elektrik olduğunu belirtti.
Olaya ilişkin cumhuriyet savcısının değerlendirmesinde, "Gdz Elektrik Dağıtım A.Ş. ve İZSU Genel Müdürlüğü ile bu kurumların yüklenici firmaları yetkilileri ile görevlileri olan şüphelilerin, İnanç Öktemay ve Özge Ceren Deniz'in elektrik kaçağından kaynaklı olarak vefat etmelerinde süre gelen ihmaller ve teknik kusurlar silsilesi ile zincirleme kusurlarıyla gerekli dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranmak suretiyle üzerlerine atılı eylemlerine uyan 'bilinçli taksirle öldürme suçunu' işledikleri tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır." ifadeleri yer aldı.
Cumhuriyet savcısı, 51 şüpheliden 9'unun dosyalarının ayrıldığı olayla ilgili 42 şüpheli hakkında, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan 22,5'ar yıla kadar hapis istedi.
Özge Ceren Deniz'in ailesinin avukatı Ayşe Sarıçiçek, soruşturma kapsamında ev hapsi verilen 2 şüpheliden biri olan Gdz Elektrik personeli elektrik mühendisi T.E'nin ekiplerce evinde bulunamadığını, şüphelinin tutuklanması talebini savcılığa ilettiklerini belirtti.
Olay ve soruşturma
İzmir'in Konak ilçesinde 12 Temmuz'da sağanak sırasında su birikintisine basan Özge Ceren Deniz (23) ve İnanç Öktemay (44) elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmişti.
Olaya ilişkin soruşturma kapsamında haklarında gözaltı kararı verilen 51 şüpheliden 48'i yakalanmıştı. Bu kişilerden 14'ü tutuklanmış, itiraz üzerine 1 kişi tahliye edilmişti.
Kaynak:TRT Haber